Zorunlu Karşılıklara Ödenen Fazlalık Fâiz midir?
Katılım bankaları topladıkları fonun devlet tarafından öngörülen bir kısmını Merkez Bankası’nda tutarlar. Bu parayı Merkez Bankası’na yatırmak zorunludur. Merkez Bankası yatırılan bu paraya bir miktar fazlalık verip vermemek de özgürdür. Fâiz yerine fazlalık denilmesinin sebebi Merkez Bankası’nın verdiği fazlalığın fâiz olup olmadığının tartışmalı olmasındandır. Hayreddin Karaman devletin zorunlu olarak katılım bankalarından aldığı bu paranın Merkez Bankası’nda kaldığı süredeki enflasyon farkının bankanın hakkı olduğunu söylemiştir. Enflasyon farkını fâiz saymayan başka İslam hukukçuları da vardır. İfade edildiğine göre Merkez Bankası’nın verdiği fazlalık, enflasyon farkını aşmamaktadır. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın verdiği fazlalık fâiz değil enflasyon farkıdır. Hayreddin Karaman enflasyon farkının fevkinde birşey verilirse bunun TMSF’ye prim olarak yatırılabileceğini de ifade etmiştir. Eğer banka enflasyonun üstündeki kısmı TMSF’ye yatırılacak prim olarak da kullanmak istemezse Merkez Bankası’ndan alıp sosyal projelere aktarabilir. Bugüne kadar katılım bankaları Merkez Bankası’ndan aldıkları ve esasen enflasyon farkının da altında kalan ve kendi hakkı sayılan miktarı TMSF’ye vermiştir. Bugün artık Merkez Bankası bir fazlalık vermemektedir. Yani aldığı parayı vâdesiz hesap gibi saymaktadır. Dolayısıyla ortada ne enflasyon farkı ne de fâiz kalmıştır.
Kanaatimizce devletin vatandaşından “zorunlu olarak” aldığı ve sonrasında fazlasıyla verdiği paralar kesinlikle fâiz sayılmaz. Devletin vergisi ve sonrasında daha güzeliyle iadesi sayılır.