Vâdesinden Önce Çekilen Paralara Kâr Verilmemesi Uygun Mudur? Bu Kâr Kimin Hakkıdır?
Katılma hesapları belli bir vâdeye bağlı olarak açılmakta yani hesap sahibiyle muvakkat bir anlaşma yapılmaktadır. Katılım bankası bu anlaşmaya bağlı olarak sermayeyi işletmekte ve vâde sonunda ilgili hesaba ne kadar kâr verileceğini tespit edip hesap sahibine vermektedir. Ancak zaman zaman hesap sahipleri vâde dolumundan evvel paralarını çekmektedirler. Bu durumda kendilerine kâr verilmez. Hesap sahibinin vâdesinden önce parasını çekmesi halinde kendisine kâr verilmeyeceği katılma hesabıyla ilgili sözleşmelerde yazar. Hatta katılım bankası parayı kullandığı dönemde zarar etmiş ise hesap sahibine zararı düştükten sonra parasını verebilir. Bu durum anlaşmalara bağlıdır. Aksi halde katılım bankasının ya da başka bir mudârabe akdinde mudâribin zarar edeceğini anlayan hesap sahipleri (sermâyedarlar), vâdesinden önce bütün paralarını çekmek isteyebilirler. Halbuki en başta paralarını belli bir vâdeye kadar çekmemek üzere mudârabe akdi yapmış idiler.
İade kârlar bankaya aktarılabilir. Çünkü banka her bir hesap sahibiyle ayrı ayrı mudârabe akdi yapmaktadır. Dolayısıyla sermâyedâr ortağın hesabını kapatması halinde onun parasına düşen kâr ortaklığın diğer tarafı olan bankaya kalır. Katılma hesabının bağlı olduğu havuzda bir müşâreke ortaklığı söz konusu değildir. Yani havuzun bu iade kârda hakkı yoktur. Banka her bir mudârabe akdiyle aldığı fonu ayrı ayrı değerlendiremediği için bir havuzda toplayarak işlem yapmaktadır. Ancak katılım bankaları bu haklarını kullanmayıp söz konusu kârı havuza da aktarabilirler. Geçmiş dönemlerde katılım bankaları bu haklarından feragat edip ilgili kârları havuzlara aktarmışlardır. Günümüzde de katılım bankaları bu iki yoldan birini tercih ederek davranmaktadırlar.