Katılım Bankasının Sattığı Malda Kusur Kabul Etmemesi Uygun Mudur?
Bir alım satımın iki tarafı vardır. Satıcının malını satma, müşterinin de peşin ya da vâdeli mal bedelini ödeyip malı alma hakkı söz konusudur. Bu ikisi arasında akit yapılırken çeşitli şartlar ileri sürülebilir. Örneğin kefil ve rehin gibi teminata yönelik ya da malın teslim yer ve zamanına yönelik mal teslimiyle ilgili şartlar sözleşmeye konulabilir. Bu şartlardan biri de malda çıkacak kusurlara karşı satıcının sorumlu olup olmayacağıdır. Eğer satıcı sattığı malda ortaya çıkacak kusurlardan berî (sorumsuz) olduğunu sözleşmede koşul olarak ileri sürüyor ve müşteri de bunu kabul ediyorsa akit sahih olur. Yani nasıl müşterinin kusurlu malı geri verme hakkını ileri sürmesi mümkün ise satıcının da sattığı malı geri almama şartını koyma hakkı vardır. Buna İslâm hukûkunda bey’ bi’l-berâe denilir.
Katılım bankaları müşterilerine sattıkları malları doğrudan müşterilerine verdikleri vekâletle satın almakta ve kabzetmektedirler. Dolayısıyla katılım bankasına vekâleten malı alan müşterinin kusurlu mallar alması halinde kendisinin de taksiri söz konusudur. Bu yüzden ortaya çıkacak kusurlar karşısında yalnızca katılım bankalarını sorumlu tutmak doğru olmaz. Zaten katılım bankaları da malda çıkacak kusurlardan sorumluluk almama haklarını kullanmaktadırlar.