Ortaklıkta Kâr Ve Zarar Paylaşımı Nasıl Olmalıdır?
Ortaklıkta kâr paylaşımı anlaşmaya bağlıdır. Buna göre taraflar sermayeye katılım oranlarına göre değil yaptıkları akde göre kâr paylaşımı yaparlar. Emek sermaye ortaklığında parasal zarar ise sermayedâra ait olur. İşletmeci ortak emeği karşılığında bir şey alamamış olur. Eğer işletmeci ortağın kasıt, kusur ya da şarta muhâlefeti söz konusu ise o oranda zarara katlanır. Örneğin sermaye verilirken işletme yalnızca tekstil alanıyla sınırlandırılmış ise ve işletmeci ortak buna uymayıp başka alanlara yatırım yapmışsa zarar halinde sermayeyi tazminle yükümlü olur. Sermaye ortaklığında ise taraflar sermayeye katılım oranları kadarıyla zarara iştirak ederler.
Bu bakımdan ortaklardan herhangi birine net kâr taahhüdü söz konusu olamaz. Ancak devletin kısmen özelleştirme yaptığı müesseselerde ya da ortak gerçekleştirilecek projelerde teşvik amaçlı kâr alt sınırı belirlemesi dinen uygun görülebilir. Zira devletler özel sektör şirketlerinden ayrı değerlendirilir. Devletin vergi koyma, kâr üst sınırı belirleme ve kanun koyma gibi hakları olduğu gibi teşvik etme işlevi de vardır. Örneğin yatırım yapılması riskli bir bölgeye ortak yatırım yapıldığı takdirde ortağın belli bir dönem için asgarî şu oranda kâr alacağı garanti edilebilir.