Katılım Bankasının Müşterisine Vekâlet Vermesi Murâbaha İçin Önemli Midir?
Katılım bankaları mal alım satımı yaptıklarına göre satıcının sattığı malı ya bizzat kendileri ya üçüncü taraflara verdikleri vekâlet ya da bizzat müşterilerini vekil kılarak satın almaları gerekir. Günümüzde bu işlem daha çok müşteriye verilen vekâletle gerçekleştirilmektedir. Eğer katılım bankası bu vekâleti vermez ise satıcının sattığı malı almış olmayacağından müşteriye satmasından da bahsedilemez. Bu durumda müşterinin satın aldığı mal için ona borç vermiş olur ki bu borcun fazlasıyla tahsili fâizcilik anlamına gelir.
Katılım bankaları bu noktada müşterilerine genel vekâlet verme, SMS yoluyla vekâlet verme, limit tahsis edilirken ve mal alımı öncesinde şubeden vekâlet verme, MİM aracılığıyla müşterinin aranarak vekâlet verilmesi gibi yöntemler uygulamaktadırlar.
Katılım bankalarının verdikleri vekâletin hukûkî hiçbir yönünün olmadığı iddiasıyla murâbahaya yönelik itirazlar söz konusudur. Kanaatimizce Türkiye şartlarında, bankacılık sektöründe, mevcut müşteri portföyüyle ve müşteri talepleriyle vekâlet verilerek yapılacak murâbahaları geçersiz saymak isabetli bir tavır değildir. Öncelikle katılım bankalarının verdikleri vekâletin neden geçersiz olduğu anlaşılır değildir. Yüzyıllardır geçerli olan vekâlet neden katılım bankaları verince geçersiz olmaktadır? En azından günümüz şartlarında ihtiyaç sebebiyle bile olsa katılım bankalarının verdikleri vekâleti sahih saymak gerekir.