Dinen Meşrû Olmayan İşler Yapan Şirketlere Limit Tahsis Edilebilir mi?

Günümüz ticâret hayatına din penceresinden baktığımızda kurumların ve şahısların ya tamamen meşrû ya kısmen meşrû ya da bütünüyle gayr-ı meşrû işler yaptıklarını görmekteyiz. Meşrû iş yapanların kısmen gayr-ı meşrû gelirleri olabildiği gibi gayr-ı meşrû iş yapanlarında kısmen meşrû gelirleri olabilmektedir. Ana faaliyeti dinen meşrû sayılmayan bazı kurum ya da şahıslar katılım bankalarıyla çalışmak isteyebilmektedirler. Yine katılım bankaları da müşterilerini artırmak amacıyla söz konusu kurum ya da kişilerle çalışma arzusu taşıyabilmektedirler.

Dinen gayr-ı meşrû bir iş yapmakla birlikte katılım bankasından meşrû bir mal için murâbaha talebinde bulunan ya da bulunacak olan müşterilere katılım bankası limit tahsis edebilir ve murâbaha yapabilir. Müşterinin yaptığı iş ve bankaya ödeyeceği parayı nereden kazandığı ilkesel olarak katılım bankasını ilgilendirmez. Katılım bankasından müşterilerinin nereden kazanç sağladıklarını, bütün gelirlerinin dinen haram kabul edilen işlerden olup olmadığını araştırması talep edilemez. Bu muhâli istemek olur. Katılım bankasının araştırmaksızın müşterinin haram gelirleri olduğunu bilmesi durumunda ise yine katılım bankası adına satış işlemi problem teşkil etmez. Zira aralarında alım satım ilişkisi vardır. Satıcı meşrû malını peşin ya da vâdeli olarak satar. Alıcı da mal için peşin ya da vâdeli bedeli öder.

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Sahte İşlemler İçin Murâbaha Olur Mu?

Murâbaha gerçek bir alım satımdır. Yani gerçek bir mal satıcıdan alınıp müşteriye satılmaktadır. Dolayısıyla murâbaha sonrasında satıcıdan alınan malın müşterinin mülkiyetine geçmiş olması gerekir. Katılım bankalarını faturaya bağlı olarak kredi işlemi yapan kurumlar zanneden bazı müşteriler gerçek bir alım satım amacı taşımayan faturalar üzerinden kredi talebinde bulunabilmektedirler. Katılım bankaları bu tür taleplere kesinlikle olumlu yaklaşamazlar, yaklaşmamalıdırlar. Bu sebeple akrabalar, eşler, ortaklar ve grup şirketleri arasındaki alım satımlara ihtiyatla yaklaşırlar. Ayrıca müşterinin talep ettiği malın şirketin faaliyet alanıyla ilişkisi kurulamıyorsa yine murâbaha yapma konusunda çekimser davranırlar. Örneğin akaryakıt işi yapan bir firmanın iplik proforma faturası getirmesi halinde müşterinin işlemin gerçek olduğu konusunda bankayı ikna etmesi gerekir. Yine satıcıya sipariş formu düzenlemeleri de işlemin gerçekliği konusunda bir inceleme sayılabilir. Böylece yalnızca müşterinin beyanını esas almış olmaz; satıcıya da mürâcaat etmiş olurlar. Netice olarak yaptıkları tüm incelemelerin sonunda murâbaha yaptıkları bir talebin aslında sahte olduğunu gördüklerinde sorumluluk müşterilerine aittir. Katılım bankası bu tür müşterileriyle çalışmaktan uzak durmalıdırlar.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Refinansman Câiz Midir?

Katılım bankaları aracılığıyla emtia satın almış müşteriler belli bir vâde ve kâr payı ile bankaya borçlanmış olurlar. Ancak zaman içerisinde değişen kâr oranları sebebiyle bazı müşteriler katılım bankasına olan borçlarının yeniden yapılandırılmasını isterler. Katılım bankası mevzuatın izin verdiği ölçüde müşterilerine indirimler yaparak müşterisini memnun edebilir. Ancak bunu yapmak zorunda değildir. Refinansman denilen bu işlemde müşterinin bankaya kalan toplam borcu kısmen indirilerek müşterinin başka bankalara gitmesi önlenmeye çalışılmaktadır. Erken ödeme iskontosunun bir nevi olan bu uygulama borcu artırıcı bir işlem olmadığı için câizdir.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Müşterinin Mülkiyetine Geçmiş Mal Murâbaha Yapılabilir Mi?

Katılım bankasının murâbaha yapabilmesi için müşteriye satılacak malın müşterinin mülkiyetine geçmemiş olması gerekir. Zira katılım bankası satıcıdan alacağı malı müşterisine satabilecek konumda olmalıdır. Eğer mal müşterinin olmuş ise katılım bankası satıcıya para ödeyip müşteriden fazlasını talep edemez. Zira müşterisinin zaten satın aldığı mal için yapacağı ödeme müşterisine verilmiş nakit borç anlamına gelir. Bu borcun fazlasıyla tahsili ise fâiz demektir. Dolayısıyla katılım bankaları murâbaha yapacakları malın, müşterilerinin mülkiyetine geçip geçmediğini araştırırlar.

Malın müşterinin mülkiyetine geçip geçmediği İslâm hukûku bakımından değerlendirilir. Yani mer’î ticâret kanununa göre alıcının mülkiyetine geçmiş olmasa bile bir mal İslâm hukûkuna göre müşterinin olmuş sayılıyorsa katılım bankası murâbaha yapamaz. Zira mer’î kanunlar çiğnenmemek şartıyla katılım bankaları için asıl önemli olan İslâm hukûkudur.

Buna göre şu durumlarda malın mülkiyetinin müşteriye geçtiği ifade edilir:

  • Katılım bankasından vekâlet almadan evvel tapu ve ruhsat müşterinin adına düzenlenmiş ise katılım bankası murâbaha yapamaz.
  • Katılım bankasından vekâlet almadan evvel malın asıl faturası müşteri adına kesilmiş ise katılım bankası murâbaha yapamaz.
  • Katılım bankasından vekâlet almadan evvel müşteri satıcıya peşinat ödemesi yapmış ise katılım bankası murâbaha yapamaz. Kapora ödemelerinin malın mülkiyetini müşteriye geçirip geçirmediği tartışmalıdır.
  • Katılım bankasından vekâlet almadan evvel satıcı ile müşteri satış sözleşmesi imzalamış iseler katılım bankası murâbaha yapamaz. Bugünkü ticârî teâmüllere göre katılım bankalarının finanse edebileceği büyüklükteki alım satımlarda alıcı ile satıcının pazarlık niyetiyle “aldım sattım” demeleri akit sayılmamaktadır. Yani taraflar sözlü olarak icap ve kabulde bulunmuş görünseler de ne malın mülkiyeti müşteriye geçmiş sayılmakta ne de müşterinin satıcıya borçlandığı düşünülmektedir. Eğer taraflar gerçekten alım satım niyetiyle sözlü icap ve kabulde bulunmuşlarsa malın mülkiyeti müşteriye geçmiş sayılır.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Murâbaha Yapmak İçin Alınıp Satılacak Bir Emtia Şart Midir?

Murâbaha bir alım satımdır. Peşin alınan bir varlığın vâdeli satımında mutlaka bir akit konusu olmak zorundadır. Yani ortada satıcısından alınıp müşteriye satılacak bir varlık yok ise murâbahadan söz edilemez. Ancak murâbaha için akit konusunun mutlaka görünür bir emtia olması şartı yoktur. Satılabilir haklar da murâbahaya konu olabilir. Bu noktada katılım bankalarının murâbaha34 işlemleriyle alıp sattıkları (satabilecekleri) varlıkları iki şekilde sayabiliriz:

  • Menkul ve gayr-ı menkul mallar: Konut, arsa, işyeri, yapı malzemesi, araç, makine, tarımsal ürün, maden, hayvansal ürün, temizlik ürünü, mobilya, beyaz eşya, kırtasiye vs.
  • Satılabilir haklar: Telif hakkı, patent hakkı, taksi plakası, marka hakkı, iş ruhsatı (satın alınıp devredilebilen ruhsatlar) vs.


34. Katılım bankaları murâbaha dışında istisna ve kira sözleşmeleriyle de finansman sağlamaktadırlar.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması

3

Klasik fıkıhta murâbaha malın mâliyetinin müşteriye bildirilmesi ve üzerine kâr eklenerek satılmasıdır. Yani müşteri satın aldığı mal sebebiyle satıcıya ne kadar kâr verdiğini bilmektedir. Ancak Türkiye’de uygulanan murâbahanın klasik fıkıhtaki vâdeli satıma tekâbül ettiği de bazı İslâm hukukçularınca ifâde edilmiştir. Bu durumda müşteriye malın mâliyetinin tam olarak açıklanma zorunluluğu olmamaktadır. Bugün katılım bankalarının asıl para kazanma yöntemi murâbahadır. Daha çok peşin alınan malın vâdeli kârlı satımı şeklinde işlemektedir. Malın satıcıdan banka adına alınması sırasında, banka müşterisi bankayı vekâleten temsil etmektedir. Mal ile ilgili evrakların müşteri adına tanzim edilmesi ise İslâm hukûku açısından önemsizdir. Zira İslâm hukûkunda evrakların müşteri adına düzenlenmesi şartı bulunmamaktadır.

Buna göre murâbahanın aşamaları şöyledir:

  • Müşteri almak istediği malı bulur. Satıcıyla akit yapmaz. Katılım bankasından vekâlet almış ise akit yapabilir.
  • Katılım bankasına malı almak üzere başvurur.
  • Katılım bankası malın alım satıma uygun olup olmadığını ve müşterinin ödeme kabiliyetini araştırır.
  • Katılım bankası kurumsal işlemlerde satıcıya sipariş formu gönderir. Müşterisine malı alması için vekâlet verir. Bireysel işlemlerde bu vekâlet şubedeki personel, SMS mesajı ya da MİM (Müşteri İletişim Merkezi) yoluyla verilir.
  • Katılım bankası malın alındığına dair evraklar ulaşınca satıcıya ödeme yapar.
  • Katılım bankası malı müşterisine taksitli bedelle satar.

Katılım bankaları murâbaha yapabilmek için şu noktalara dikkat etmektedirler:

  • Ortada alınıp satılacak bir mal ya da hak var mıdır?

Eğer alım satım yapılacak bir mal ya da hak yok ise katılım bankası nakit borç verip fazlasıyla tahsil edemez. Zira bu durumda fâizcilik yapmış olur. Bu bakımdan katılım bankaları murâbahasını yapmadıkları bir malla ilgili vergileri, cezaları, devlet okul harçlarını, noter masraflarını vs. 85 murâbahaya konu yapmazlar. Müşterinin nakit sıkıntısı dinen muteber bir gerekçeye dayanıyorsa ve nakit sıkıntısı aşılmadığı takdirde müşteri adına büyük zararlar söz konusu olacak ise teverruk yoluyla işlem yapılması uygun görülmektedir.

  • Alınıp satılacak mal ya da hak dinen satıma uygun mudur?

Eğer müşterinin katılım bankasından talep ettiği mal dinen alım satıma uygun değilse murâbaha yapılamaz. Bu bakımdan içki, sigara, kumar malzemeleri, müstehcen yayınlar vs. murâbahaya konu olamazlar.

  • Alınıp satılacak mal taksitle satıma uygun mudur?

Murâbaha vâdeli satımdır. Dolayısıyla alınıp satılacak malın vâdeli satıma uygun olması gerekir. Paraların ve para hükmündeki varlıkların ise vâdeli satımı kâr değil fâiz doğurur. Bu bakımdan katılım bankaları döviz murâbahası yapmazlar. Altın konusunda ise İslâm hukukçuları arasında görüş ayrılığı vardır. Külçe altın ile çeyrek, yarım, tam altını para sayıp işlenmiş altını, hurda altını ve altın tozunu mal sayan görüşe göre bu tür mal kabul edilen altınlar murâbahaya konu olabilmektedir. Bu görüşe göre gümüş para vasfını tamamen kaybetmiştir. Bazı katılım bankaları ise altın ve gümüşü tamamen para saydıkları için bunların murâbahasını yapmazlar.

  • Alıcı ile satıcı kendi aralarında sözleşme yapmışlar mı?

Sözleşmesi bitmiş işlemlere katılım bankası dahil olamaz. Çünkü ortada satıcıdan alınıp müşteriye satılacak mal kalmamış demektir. Bu sebeple esas faturası kesilmiş, sözleşmesi imzalanmış, ruhsatı/tapusu devrolmuş, peşinatı verilmiş işlemlere katılım bankası dahil olamaz. Kaporanın malın mülkiyetini devreden bir ödeme olup olmadığı ise tartışmalıdır. Bazı katılım bankaları kaporayı mülkiyeti devreden bir ödeme saymayan görüşle amel ederken bazı katılım bankaları kapora ödenmiş ise murâbaha yapmamaktadır.

  • İşlem sahte midir?

Katılım bankası gerçek işlemlere yardımcı olabilir. Sahte işlemlerle finansman sağlamak isteyenlerle çalışamaz. Bu bakımdan akrabalar, eşler, ortaklar, grup firmaları arasındaki murâbaha taleplerine ilk etapta olumsuz yaklaşırlar. Yine satıcıya ödenen para muvâzaa hissi verecek şekilde alıcıya ödenmiş ise katılım bankaları böylesi müşterilere karşı da dikkatli davranırlar.

Fâizli bankalar bunların hiçbirine dikkat etmez. Dolayısıyla katılım bankacılığında uygulanan murâbaha ile fâizli bankacılıktaki krediler kesinlikle farklıdır.

Murâbaha Meşrû Mudur?

Bir emtiayı veya satılabilir bir hakkı satıcısından peşin bedelle alıp müşterisine vâdeli bedelle satmak ticârî bir işlemdir. Piyasadaki bütün tüccarlar peşin ya da vâdeli bedelle aldıkları emtiaları üzerine kâr koyup müşterilerine satmaktadırlar. Katılım bankaları da aynı işlemi yapmaktadır. Dolayısıyla murâbaha aynen diğer ticârî işlemler gibi dinen meşrûdur.

İslâm hukukçuları gerçek bir malın gerçek satıcısından alınıp katılım bankası tarafından müşterisine vâdeli bedelle satılmasını meşrû görmüşlerdir. Bu konuda pek çok bireysel ya da heyet fetvâları yayınlanmıştır.

Murâbahanın fâizli banka kredilerinden daha çok ticârî faaliyetlere benzetilmesi en doğrusudur. Yani katılım bankaları fâizli bankalardan daha fazla mal alıp satan ticârethanelere benzer. Çünkü katılım bankalarına ancak mal siparişi verilebilir. Bu bankalardan doğrudan nakit alınamaz. Elbette katılım bankaları mal alıp depolayan ve zaman içinde işyerlerinde satan ticârethânelerle birebir aynı değildir. Katılım bankaları müşterileri kendilerine başvurduğu anda mal alıp satan kurumlardır. Ancak katılım bankalarının kârı da söz konusu ticârethâneler kadar değildir.Örneğin bir konfeksiyon mağazası piyasa şartlarında satın aldığı bir malın peşin bedelini bile maliyetine göre % 100’den fazla kârla belirleyebilmekte ve buna göre vâde farkıyla satabilmektedir. Halbuki katılım bankası içinde bulunduğu sektör sebebiyle ancak uzun vâdeli satışlarında % 100 kâr elde edebilmektedir. Hasılı ikisi de ticâret yapmakta ancak kâr marjları içinde bulundukları piyasaya göre belirlenmektedir.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Murâbaha Kâr Oranı Neden Banka Fâizlerine Yakındır?

Bankacılık sektörü kâr oranları en sıkı şekilde kontrol altında tutulan sektörlerden biridir. Bankalar kendi kâr oranlarını keyfî bir şekilde belirleyemezler. Örneğin bir müteahhit yaptığı konutların maliyeti ne olursa olsun kârını istediği gibi belirleyebilir. Piyasayı aşmadığı müddetçe aldatma olmayacağından dinen kârı da meşrû sayılır. Örneğin 60.000 TL’ye malettiği bir daireyi peşin bedelle 130.000 TL’ye satabilir. Halbuki katılım bankaları 60.000 TL’ye satın aldıkları bir daireyi ancak 120 ay vâdede 130.000 TL’ye satabilirler.

Merkez Bankası enflasyon, para ve fâiz politikası gereği fâiz oranlarını belirler. Bankacılık sektörünün ana hakimleri olan ve sektörün % 95’ine hükmeden fâizli bankalar bu oranları dikkate alarak kendi fâiz oranlarını tespit ederler. Bugün itibariyle bankacılık sektörünün ancak % 5’ine hükmeden katılım bankaları ister istemez fâizli bankaların kredi fâiz oranlarını göz önünde tutmak zorundadırlar. Zira piyasa Merkez Bankası ve diğer fâizli bankalar tarafından belirlenmektedir.

Kâr oranının fâiz oranları baz alınarak belirlenmesi (belirlenmek zorunda kalınması) yapılan murâbahaları fâizli krediye çevirmez. Çünkü fâizli kredi ve murâbaha işlem olarak farklıdır. Bu noktada belirtmek gerekir ki katılım bankacılığının en iyi yapılacağı yer Merkez Bankası’nın fâiz oranı belirlemediği ve şirketlerin birbirine güvenip ortaklık kurabildiği yerdir.

nbsp;

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Murâbaha Îne Satışı Mıdır?

Fâizsiz bankacılıktaki murâbaha işleminin îne satışına benzetilmesi de problemli görünmektedir. Çünkü îne satışı temelde bir fâiz hilesidir. Daha çok veresiye satılan bir malın peşin geri alınması olarak tanımlanır. Bu satıma îne denmesinin sebebi bu kelimenin bir anlamının da “nakit para” olmasından kaynaklanmaktadır. Zira bir malı önce veresiye satın alıp sonra daha düşük peşin bedelle geri satan kişi, aslında mal değil nakit para elde etmiş olmaktadır. Halbuki normal bir alım satım, satıcıya para kazandırırken alıcının mal temin etmesini sağlamaktadır.

Anlaşıldığı üzere îne satışı yaygın tanımıyla bir fâiz hilesidir. Ancak gerek şeklen alım satım şartlarına uyduğu için ve gerekse insanların nakit sıkıntısını aşma zarureti olduğu için bazı âlimlerce câiz görülmüştür. Çoğunluk ise gerçekte alım satım niyeti olmadığı için bunu mübah saymamıştır. Halbuki murâbahada hile ile bir başkasına fâizli borç vermek değil, ihtiyaç duyduğu bir malı peşin alamayan bir kişiye bu malı taksitle satmak söz konusudur. Yani fâizsiz banka ile müşterinin temel amacı müşterinin paraya ulaşmasını sağlamak değil; satın almak istediği malın veresiye alım satımını gerçekleştirmektir. Dolayısıyla hem amaç hem de bu amacı gerçekleştirmek için kullanılan yol meşrû olduğu halde murâbahanın îne satışına benzetilmesi isabetli görünmemektedir.

nbsp;

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…

Murâbaha İçin Müşteriye Vekâlet Vermek Yerine Bizzat Banka Çalışanı Satıcıdan Malı Almak Zorunda Mıdır?

Katılım bankalarının bizzat memur görevlendirerek müşterinin talep ettiği evi ya da arabayı alması gerektiği aksi halde fâizli işlem yapıyor olacakları zaman zaman ifade edilmektedir. Halbuki İslâm hukûkunda bazı ibadetlerin yapımında dahi vekâlet kabul edilmektedir. Örneğin kurban vekâletle kestirilebilir, hac vekâletle yaptırılabilir ve zekât vekâletle ödenebilir. O halde prensip olarak herkesin kendisinin yapması gereken ibâdetlerde dahi meşrû olan vekâlet, alım satım gibi sıradan bir muâmelât konusunda neden meşrû olmasın? Muâmelâtta vekâleti meşrû görmemek “işi zorlaştırmak” olur ve aynı zamanda hiçbir delil olmadan mübah olan birşeyi gayr-ı meşrû saymak anlamına gelir.

Bir başka açıdan da katılım bankasının her bir mal için ayrı ayrı çalışan görevlendirmesi maliyeti artırır. Artan maliyet müşteriye yansıyacağından bu da müşterilerce kabul edilmez.

 

Finansman


Murâbaha Nedir?

Murabaha Mekanizması Klasik fıkıhta murâbaha malın…